AŞIRI İHTİRAS
İNSANI FELAKETE SÜRÜKLEYEBİLİR.
A.R.WYLİ AMERİKA
New York'un taksi şoförleri çok konuşkan kimselerdir.Bu sefer arabasına bindiğim şoför arabayı ferah bir caddeye çıkardıktan sonra oğlunun hikayesini anlatmaya başladı.Jim doğduğu zaman,annesi ve babası onun istikbali hakkında büyük ümitler besliyorlarmı.Oğullarını yetitirmek için binbir fedakarlığa katlanan anne,baba onun yüksek tahsil yapmasını sağlayabilmişler.
Yükselmek için elinden gelen hiçbir gayreti esirgemeyen Jim,şimdi 26 yaşında imiş ve geçenlerde bir kızla nişanlanmış.Fakat diplomalı genç henüz iş bulamamış.Babası gibi şoförlük yapmayıda beceremiyormuş.Bu yüzden bütün yeme içme ve giyinme yükü babasının omuzlarında imiş.
Otomobil bir işaret fenerinin önünde durunca,şoför,cebinden oğlunun resmini çıkardı.Daha ilk bakışta onun yakışıklı bir genç olduğu belli oluyordu.Bu sırada babası bana,lise tahsili görüp görmediğimi sordu.Tahsil görmüş bir adam olmadığımı söylediğim zaman BUNDAN ZARAR GÖRMÜŞE BENZEMİYORSUNUZ.BELKİ DE KENDİNİZİ ŞANSLI ADDEDEBİLİRSİNİZ dedi.
Onun tahsile karşı bir düşmanlığı olduğu belli idi.Bu adam,hayal kırıklığına uğramıştı.Fakat oğluna ynlış tahsil yaptırdığının farkında değildi.
İhtiras,insan zaaflarının en asilidir.Bütün insanlarda ihtiras bulunmalıdır.İnsanı tembellikten kurtaran ve çalışmaya sevkeden kuvvet,ihtirastır.Fakat ihtiras,aynı zamanda,insanları kendi kabiliyetlerinin üstünde işlere girmeğe sevkedebilir.Napolyon ve Hitler,sonsuz ihtiras sahibi kimselerdi.Milyonlarcan insan onların ihtiraslarına kurban gittiği gibi,her ikiside feci bir akibetle karşılaşmışlardır.
Bunlar aşırı derecede ihtirası gösteren misallerdir.fakat hayat yolu,suni muvaffakiyet reçeteleri ile yolda kalmış olan zavvallı ve talihsiz kimselerle doludur.Hergün,karşımıza hayal kırıklığına uğramış ve çalışma arzuları kaybolmuş bir çok insanlar çıkmaktadır.
Samimi arkadaşlarımdan biri tanınmış üniversitelerden birinden mezundur.Onun bütün ideali kendi izinde yürümeye çalışan oğlunu iyi yetiştirmrktir.Fakat çocuk çok saydığı ve sevdiği babasının arzusunu yerine getirebilmek için neticesiz gayretler sarfetmiştir.Diploma alabilmek için birçok mektep değiştirdikten sonra nihayet sanatoryuma düşmüştür.Halbu ki o makinelere çok meraklı olduğu için,kendi haline bırakıldığı takdirde bir otomobil garajını veya çiftliği muvaffakiyetle işletebilirdi.Fakat gencin sıhhati tamamen tamamen düzelmeyeceği için,o suçunu kabul etmiyen babasına karşı kalbinde daima bir kırıklık ve suçluluk hissi besliyecek;babası ise,tahakkuku imkansız arzularını yerine getiremiyen oğlunu hiç affetmiyecektir.
Böyle faciaların sebebi insanların başarılı ve mesut hayat mefhumunu kavrıyamamasında aranmalıdır.Bugün her memleketin mesut kültürlü kendilerinden emin ve hayattaki mevkiini adrak eden kimselere ihtiyacı vardır.İnsanlığın hisleri ile veya kendilerine yapılan telkinlerle hareket eden ve hakkı olmadan daima daha yüksek ve büyük mevkiler ve işler peşinde koşan kimselere ihtiyacı yoktur.
Cemiyetimiz doktor avukat bankacı ve öğretmen gibi meslek sahiplerine çok muhtaçtır.Fakat makinist sanatkar işçi ve temizlik amelerinede aynı derecede ihtiyacı olduğu muhakkaktır.Bütün iyi iş sahiplerinin birbirine ihtiyacı vardır.Bütün iş ve meslek sahiplerinin cemiyetin tekamülünde hizmeti olduğuna göre birbirlerine karşılıklı saygı göstermeleri lazımdır.
Benim en sinirime dokunan şey,bazı insanların ihtiraslarının tesiriyle hadlerini bilmeyerek ve kabiliyetlerini göz önünde bulundurmadan hazırlıklı olmadıkları mecaralara atılmaları veya neticesiz teşebbüslerde bulunmalarıdır.Mesela birçok kimseler gazeteciliğin insanı kolayca şehrete ve servete kavuşturduğunu iddia ederler ve muharir olmak istdiklerini söylerler.Fakat kendilerine yazı yazma kabiliyetleri olup olmadığığı sorduğum zaman ümitlerinin kırıldığını görürüm.Bu gibi kimseler hiddetten birkaç daktilo makinesi kırdıktan sonra ihtarımın haklı olduğunu yalnız arzunun kafi gelmediğini anlarlar.
Ticaret veya siyaset hayatında bazı kimseler prensiplerine riayet etmiyerek ve arkadaşlarının alehinde çalışarak layık olmadıkları mevkilere erişebilirler.Fransızlar bu gibi kimselere SONRADAN GÖRME derler.Benim fikrimce bugünkü milli ve milletler arası huzursuzlukların birçoğunda bu gibi SONRADAN GÖRMELER mesuldür.İhtiraslarıyle hareket eden veya yardımcılarının kabiliyetinden istifade eden böyle insanlar yüksek mevkilere geçince kabiliyetlerini ve kafasızlıkları yüzünden zararlı birer mikrop olurlar.
Şunu da bilmek lazımdır ki hiç kimse kabiliyet veya şahsiyetinden aiağı bir iş kabul etmemelidir.Şimdikinden daha iyi olmağa çalışmak hepimiz içim bir hak hatta bir idealdir.İstediğimiz kadar iyi olmazsak bile bu husustaki gayretlerimizi bir an bile eksiltmemeliyiz.
Bazan da birden bire meçhul kabiliyetlerimizi keşfederiz.Mesela Nes Yorklu 90 yaşındaki bir kadın 78 yaşından sonra resamlığa başlamıştı.O şöhret ve servet peşinde koşmadığı halde,sırf şahsi zevki için yağlı boya tablo yapmağa teşebbüs etmişti.Şu anda,bütün dünyada meşhur olan Moses Büyükannenin birçok manzara tabloları müzeler tarafından kapışılmıştır.Bu misal,en büyük eseri ortaya koyarken yaş meselesinin önemliolmadığını isbat etmektedir.
Eğer bir insan cemiyete faydalı hizmetlerde bulunabiliyorsa,vazifesini yapıyor demektir.Taksi şoförünün oğlu Amerika reisi cumhuru olabilir.FAkat bir taksi şoförünün,Beyaz Saray önünden geçerken iyi bir taksi şofürü olduğundan dolayı iftihar duyabilmesi de benim fikrimce,demokrasinin en mühim esaslarından biridir.
Eğer bu şekilde düşünebilirsek,bugünkü cemiyeti tehdit eden birçok hastalıkların ortadan kalkacağına inanıyorum
KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ,PENCERESİNİN DIŞINDA KUŞLARIN ÖTÜŞÜNÜ VE DENİZİN SESİNİ DİNLEYEBİLEN KİMSE,ÜMİTSİZ,ARKADAŞSIZ,KİTAPSIZ VE HATTA MÜZİKSİZ YAŞAYABİLİR.
AXEL MUNTHE
09 Haziran 2015 Salı..........00:51:28
Konu: AŞIRI İHTİRAS İNSANI FELAKETE SÜRÜKLEYEBİLİR. 
