The Heirs Kore Dizisi

Genel olarak zengin liseli öğrencilerin aşkları, dostlukları ve birbirlerini ile olan ilişkileri konulu olacak. Dizi Gossip Girl ve Boys Over Flowers karışımı olacak denilse de ; dizide zengin lise öğrencilerinin aşk ve dostlukları aynı zamanda ailelerinin varisi olduğu için girecekleri rekabeti anlatılacak. Dizinin ana karakterlerini annesi Empire Grup’un evinde kahya olan ve kendisini fakirlikten hiç kurtulamayacak biri olarak gören Cha Eun Sang ve annesi Empire Grup’un başkanının sevgili olan ve Emprie Grup’un mirasçısı karanlık, tutkulu Kim Tan olacak.Dizinin ana oyuncuları olan liseli öğrencilere ailelerinden büyük miktarlarda servet kalacaktır. Fakat bu büyük miraslara sahip olmak o kadar kolay olmayacaktır. Gerektiğinde üvey abisiyle bile rekabete girecekleri bir mücadeleye başlayacaklardır. Genel başkanın eşi ve sevgilisinin kendi çocuklarını Empire Grup’un tahtına çıkarma çabaları ,entrikalar, hüzünler, komik olaylar ve tabii ki aşk dolu bir dizi.

DETAYLI KARAKTER ANALİZİ [Cha Eun Sang]

Sloganı “Hala gençken zengin ol ya da en azından bir hedefin olsun.”

“Sindirella’nın camdan ayakkabısı ayağından çıktı ve en sonunda bir prensle evlendi.” 7 yaşındaki Eun Sang bunu okuduğunda ayakkabısı çıkan Sindirella’nın güçlükle yürüdüğünü ama o ayakkabının daha derin bir amaca hizmet ettiğini düşündü. Eun Sang bu inanca sıkıca tutundu, sağır ve dilsiz annesiyle yüzleşip hızla büyüdü.
Küçüküğünden beri annesi için her şeye dikkat ederdi- vergiler, faturalar, sigorta..Evde fiilen olan ve Eun Sang’ın nasıl yapıldığını bilmediği hiçbir şey yoktur. Ama aynı zamanda toplum içinde annesiyle işaret diliyle konuşmaya utanır. Bu yüzden yüz yüzeyken bile kakao talk kullanır.
O yalnızca kendine güveni olmayan 18 yaşında bir kız. Konuşamayan bir annesi olmasından hoşlanmıyor, annesinin zengin bir ailenin hizmetçisi olmasından nefret ediyor. Ama en çok nefret ettiği şey hayatında, onun yurt dışına çıkmasını engelleyen görevler ve sorumluluklar olması.
Eun Sang neşeli ve güçlü bir kız gibi duruyor ama kalbinin derinliklerinde herkese, her şeye küsmüş, kırgın bir köşe var. Her haftasonu Facebookta arkadaşlarının et yemeğe ve klüplere gittiğine görürken o sadece part-time çalıştığı yerde işlerini yapıyor. Onun yaşıtları öğretmen, doktor ve ünlü biri olmanın hayalini kurarken, Eun Sang’ın hayali “Ayda 2 milyon won maaş veren düzenli bir ofis işi” bulabilmektir.
Eun Sang onlara parasal destekte bulunmak için Avustralya’da olan ablasından bir telefon alır. Ablası zengin bir adamla tanıştığını ve evleneceğini iddia eder. Eun Sang ablasını eğlencesi, gururu ve rol modeli olarak görür. Eun Sang annesinin ablası için hazırladığı parayı teslim etme şansını havada kapar. Ama Eun Sang aslında Amerika’ya Kore’ye bir daha geri dönmemek üzere gider. Ama orada gördüğü ablası, yalnızca barda çalışan ve sürekli sarhoş bir adamla birlikte yaşayan biridir. Evlilik hikayesi yalnızca bir yalandan ibarettir. Eun Sang’ın hayalleri paramparça olur ve aldatıldığını hisseder. Ablasıyla büyük bir kavga eder ve oradan ayrılır.
Gidecek hiçbir yeri olmayan Eun Sang, çok absürd olaylar yaşar, Kim Tan ile tesadüfen karşılaşır ve onun evinde kalır. Eun Sang Kim Tan’ın dairesine girdiğinde Sindirella’nın saraya girdiğinde de kesin böyle düşündüğünü düşünür. Kocaman ve lüks dekorasyon ona nefes alamayacağını hissettirir. Birden bire bir kız gelir. Bu Kim Tan’ın nişanlısından başkası değildir. Nasıl 18 yaşında iki kişiyi nişanlamışlar ki?
Bu kader mi kara talih mi bilinmez ama Eun Sang Kore’ye döndüğünde transfer olduğu okulun ilk gününde Kim Tan ile karşılaşır. Bütün mirasçılar Empire Lisesi’nde gösteriş yaparken, Eun Sang ancak fakirliğin mirasçısı olduğunu iddia edebilir. Ve böylece onun hiç de kolay olmayacak okul hayatı başlamış olur