samanyolu Admin
Mesaj Sayısı : 29261 Yaş : 57 Nerden : İstanbul İş/Hobiler : yazar Lakap : yazar Kayıt tarihi : 12/04/08
| Konu: Milattan Sonraki Türk Göçleri,Fetih ve SızmaYöntemleri Perş. Tem. 03, 2008 8:19 am | |
| Milattan Sonraki Türk Göçleri, “Fetih” ve “Sızma” Yöntemleri Milattan sonraki Türk göçlerine katılan boylar ve zamanları hakkında ise açık bilgilere sahip bulunuluyor: Hunlar Avrupa’ya (375 ve sonraki yıllarda) ve kuzey Hindistan’a (Ak-Hunlar); Oğuzlar, Orhun bölgesinden Seyhun nehri kenarlarına (X. Asır) ve sonra, Maveraünnehir üzerinden İran’a ve Anadolu’ya (XI. Asır); Avrupa Hunları Orta Asya’dan Orta Avrupa’ya (IV. Asır ortası); Bulgarlar İtil (Volga) nehri kıyılarına ve Karadeniz kuzeyinde Balkanlar’a (641’i takip eden yıllarda); Macarlar’la birlikte bazı Türk boyları, Kafkaslar’ın kuzeyinden Orta Avrupa’ya (830’dan sonra); Sabarlar Aral’ın kuzeyinden Kafkaslar’a (5. asrın ikinci yazırı); Peçenek, Kuman (Kıpçak) ve Uzlar (Oğuzlar’dan bir kol) Hazar Denizi kuzeyinden doğu Avrupa ve Balkanlar’a (9-11. asır); Uygurlar, Orhun, nehri bölgesinden İç Asya’ya (840’ı takip eden yıllarda) göç etmişlerdir.
Bunlardan bilhassa Hun ve Oğuz göçleri, hem uzun mesafeler katetmek suretiyle yapılmış, hem de çok mühim tarihî neticeler vermiştir. Bu göçler yeni vatan kurma maksadının güden büyük çapta fetihler olarak nitelendirilir.
Tarihte Türk yayılmalarının diğer bir şekli de “sızma” diyebileceğimiz yoldur ki, bazı kalabalık boylardan ayrılan grupların veya ailelerin veya sağlam yapılı gençlerin yabancı devletlerde hizmet almaları suretinde belirir. Bu şekilde dahi Türkler’in katıldıkları topluluklar içinde üstün bir kabiliyet göstererek askerî kuvvetlere veya siyasî hayata hakim oldukları hatta bazen devlet kurdukları bilinmektedir (meselâ Mısır’da, Hindistan’da).
Türkler’in gerek “fetih”, gerek “sızma” şeklinde olsun etrafa yayılmaları şüphesiz her zaman kolay olmamış, bazen pek şiddetli çatışmalara sebep olduğundan bu durum ağır darbelere maruz kalan yabancılar tarafından Türkler’in sevimsiz karşılanmalarına yol açmıştır. Aslında iyi kalpli, hayırsever ve adil insanlar olmalarına rağmen Türkler hakkında söylenen hayal mahsulü türlü ithamların sebebi de bu olmalıdır. | |
|