Bir Gönül Sultanının Cihan Sultanına emri!Kanuni Sultan Süleyman Hanın süt kardeşi olan Beşiktaşlı Yahya Efendi bir gün atıyla giderken iki tane papaz yolunu keser. Papazlar, atın yularlarını tutup, der ki:
-Yahya Efendi, Yahya Efendi! Söyle bakalım, sizin dininizde ölmüşlerden vergi almak var mıdır?
Mübarek, şaşırmış bir halde cevap verir:
-Hayır böyle bir şey yoktur.
-Ama sizin sultanınız bizim ölülerimizden bile cizye alıyor bu nasıl oluyor?
Derhal o tahtı terk et!
Bunun üzerine Yahya Efendi hemen Padişaha bir mektup yazıp; Oturduğun o taht sana haram olsun, başına geçsin. Zulmün ölülere bile ulaştı. Bu yaptığın zulüm nedir? Derhal o tahtı terk et! diye çok ağır şeyler söyler.
Koskoca Cihan Sultanı bu mektubu alır almaz derhal yanındakilerle beraber yola çıkıp Yahya Efendinin dergahına gelir. -Abiciğim, hayırdır ne suç işledim acaba? diye sorar.
Yahya Efendi;
-Daha ne olsun, memurların gayri müslim vatandaşların ölmüşlerinden bile cizye alıyor. Böyle zulüm olur mu?
Ortada bir ihmal vardı!
Padişah hemen yanında bulunanlara sordu ve bir ihmal olduğunu, kayıtların beş senedir yenilenmediğini anladı. Rengi sapsarı oldu. Derhal kayıtları yenilettirdi. Fazla alınanların hepsini iade ettirdi, helallik diledi...
Kanunî, bu arada tahta da oturmadı. Memurlarımın bir hatasıdır diye bir mazerete de sığınmadı ve doğruca Yahya Efendiye gidip;
-Dediklerini hallettim, şimdi tahtıma oturabilir miyim, ağabey? diye sordu. Gönül Sultanı, Cihan Sultanına emretti:
-Git artık nasıl oturursan otur! Sen bir cihan sultanısın, bunun gereğini hakkıyla yerine getir, buyurdu.
Koca Kanunî dergahtan ayrılırken, kendisini ikaz edecek böyle âlimler olduğu için şükretti ve gözyaşlarını da tutamadı...